Organik Kahve
Günümüzde; severek tüketilen yiyecekler ve içeceklerin üretim süreçleri kadar bu süreçler esnasında da bazı malzemeler kullanılmaktadır. Sağlığı olumsuz olarak etkilememesi için ‘organik’ bir şekilde üretilmiş olmasına verilen önem oldukça büyüktür. Bu durum da geçmişten günümüze kadar severek tüketilen kahveleri de etkilemektedir. Organik kahve daha yüksek nitelikli çekirdek veya tohum içermektedir. Bu ürünler organik yeterlilik sertifikalarına göre üretilmektedir.
Kahve çekirdekleri, herhangi bir kimyasal ilaç, gübre veya rafine edilmiş gübre kullanılmadan üretilmektedir. Aynı zamanda yağ asidi, antioksidanlar, mineral ve B vitaminleri gibi faydalı maddeleri de daha yüksek oranda içerir. Kahve çekirdeklerinin normalin üstünde yönetim, ekolojik uyum, üretim ve pazarlama standartlarına uygun olarak üretilmesiyle elde edilen şekli olarak tanımlanmaktadır. Bu standartlara uyma potansiyeli, özel üreticiler ya da tarımsal kooperatifler tarafından takip edilmektedir. Ayrıca bu tarz kahve tüketicilere daha temiz, sağlıklı ve lezzetli bir kahve deneyimi sunmaktadır.
Organik Tarım ve Organik Kahve Üretimi
Genellikle sebze ve meyve üretimi söz konusu olduğunda insanların aklına gelen sürdürülebilir ya da diğer adıyla organik tarım olmaktadır. Organik tarım; toprakta, bitkilerin verimini arttırmak için sentetik ve kimyasal yapıdaki gübrelerin kullanımının reddedilmesidir. Ayrıca bitkilerin türlü haşerata karşı korunmasına karşı kullanılan pestisit ilaçların sınırlandırılmasını ilke olarak benimseyen bir tarımcılık anlayışıdır.
Bu sayede hem doğayı kirletecek hem de insanların sağlığını uzun vadede olumsuz olarak etkileyecek kimyasalların kullanılmasının önüne geçilmektedir. Böylece tüketilen ürünler daha sağlıklı bir yapıya kavuşmaktadır.
Son günlerde popülerlik kazanmaya devam eden kahve çekirdekleri üretiminde, organik tarım ilkeleri benimsenerek üretilmiş olmalarıdır. Fakat kahvelerin üretiminde, organik tarım haricinde dikkat edilmesi gereken bir takım hususlar olduğu gerçeğidir.
Organik olan kahvenin farklı tat ve aromalara olabilmektedir. Bu, kullanılan kahve çekirdeğinin veya tohumunun nereden geldiğine göre de değişmektedir. Genellikle, Hindistan veya Brezilya gibi kahvenin bol olduğu alanlardan organik kahve çekirdeği veya tohumu ithal edilmektedir. Ayrıca bu ürünlerin kalitesini arttırmak için yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinin veya tohumunun kullanılması gerekmektedir. Çünkü bu ürünlerin lezzeti ve aroması bu kaliteden kaynaklanmaktadır.
Organik Kahve Üretiminde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Organik Kahve, imalinde kullanılan kahve çekirdeklerinin tarımının organik tarım ilkeleri gözetilerek yapılması en önemli husustur. Fakat bunun haricinde dikkat edilmesi gereken başka hususlar da vardır. Bunlar;
- Organik ürünlerin, bitkilerin ve bitkisel ürünlerin özenli bir şekilde yetiştirilmesi gereklidir.
- Kahve üretiminde kullanılan tohumların, sağlıklı ve kaliteli olmasına dikkat edilmelidir.
- Benzeşmiş veya sentetik katkı maddelerinin kullanılmamasına dikkat edilmelidir.
- Çok düşük sıcaklıklarda saklama koşulu sağlanmalıdır.
- Yüksek ölçüde temiz hava kullanılmalıdır. Ayrıca hijyen kurallarına uyulmalıdır.
- Tasarım ve ambalaj seçimi, organik kahve üretiminde önemli bir etken olarak değerlendirilmelidir.
- Kahve üretiminde kullanılan hammadde belirli saflıklara sahip olmalı ve zararlı bileşenlerden arındırılmış olmalıdır.
Organik Kahvenin Faydaları Nelerdir?
Kimyasal gübreler ve ilaçlar kullanılmadan üretilen organik kahve, daha az kimyasal madde içermektedir.
Organik kahve çekirdekleri, diğer kahvelerden daha yüksek miktarda antioksidanlar içermektedir. Bu yüzden kolesterol ve kalp hastalıklarını önleyici etkisi bulunmaktadır. Bu antioksidanlar, kolesterol ve kalp hastalıkları riskini azaltmak için güvenli bir seçenek sunmaktadır. Kahvenin organik olması aynı zamanda ağız sağlığını da korumaktadır. Diş çürümesi ve diş taşı oluşumunu önlemek için tükürük salgısını arttırabilmektedir.
Organik kahve mide ve bağırsak sağlığını korumaktadır. Diyabetteki insülin direncini olumsuz yönde etkileyen kafein ve polifenoller içermesi nedeniyle, diyabet riskini azaltma potansiyeline sahiptir. Aynı zamanda kalp sağlığına da etkileri oldukça fazladır.